17 Aralık 2016 Cumartesi

Eğitimini Yarıda Bırakıp Tüm Hayatını Sokak Hayvanlarına Adayan İyilik Abidesi Genç

Eğitimini Yarıda Bırakıp Tüm Hayatını Sokak Hayvanlarına Adayan İyilik Abidesi Genç.

Eğitimini Yarıda Bırakıp Tüm Hayatını Sokak Hayvanlarına Adayan İyilik Abidesi Genç.

Okuduğunuz başlık şaka değil, gerçekten Türkiye’de güzel şeyler de oluyor.

Akdeniz Üniversitesi Turizm bölümünü yarıda bırakan Kırklarelili Gökçer Korkmaz gerçek anlamıyla bir hayvansever. Etrafındaki tüm hayvanlara elinden geldiğince ve gönüllülerin destekleriyle yardım eden Gökçer, 1982 doğumlu gencecik bir adam.

Gaia Dergi’de yer alan röportajına göre Gökçer’e küçüklüğünde “büyüyünce ne olmak istediği” sorulduğunda şöyle cevap vermiş; “Ben kimsesiz çocuklara yardım eden bir işte çalışacağım. Ben evsizlere yardım edeceğim bir işte çalışacağım. Ben sakat insanlara yardım edeceğim bir yerde çalışacağım. Ben yaşlılar evinde –çocukça biri ifade ile huzur evini ifade ediyorum- dedeleri, nineleri terk edenler gibi değil, onlara bakan bir yerde çalışacağım. Ben ağaç diken bir yerde çalışacağım. Ve ben en çok da kimsesi olmayan tüm hayvanlara yardım edeceğim, onları mutlu etmek için bir yerde çalışacağım.”

İşte huzurlarınızda iyilik abidesi genç adam Gökçer Korkmaz. Akdeniz Üniversitesi Turizm bölümünü yarıda bırakan Gökçer artık tüm hayatını sokak hayvanlarına adamış durumda

Hayattaki amacım, hayallerimle ilgili bir şey değil” diyerek etrafında gördüğü tüm muhtaç canlılara elini uzatıyor.

hayvan_sever__gokcer_korkmaz
Vıcdanımız, 'Cennet''in ta kendısıdır. ya da Vıcdanımız , 'Cehennem'in ta kendısıdır. Her canlı için merhametlı, her canlı ıcın sevgı beslemek bızı INSAN yapan en temel seydır. Bır sokak kopegının, bı kedının, karnı tok, susuzluk cekmeden ve bası oksanarak yasadıgı yasamındakı mutluluk cennetın ta kendısıdır. Bır kuzunun, bır ınegın, hayatı kolelıkle gecen bır at arabası atının, esegın mezbaha yerıne ,yuk tasıma yerıne, bır bahcede ,ovalarda yasamasındakı mutluluk cennetın ta kendısıdır. Engellı bır ınsanın , kımsesız bır ınsanın, kendını farklı hıssetmeyısındekı mutluluk cennetın ta kendısıdır. Savas bıttıgı ıcın, yuzu gulen ,umut dolan bır cocugun mutluludur cennet. Dını ınanısı, rengı, mılletı, cınsel tercıhı, ekonmık durumu, gıyımı kusamı nedenı ıle hor gorulmeyen bır ınsanın mutlulugu, ve yasama , ınsanlara olan ınancıdır cennetın ta kendısı. Yalnız bır ınsanın dostu, cennet ta kendısıdır. bır evsızın corbasıdır cennet, bır sokak kopegıne uzatılan bır tas su bı lokma ekmetır cennet, sıddet goren bır kadına kol kanat gelen bır eldır cennet, bır agacın , bır cıcegın bı fıdana su doken eldır cennet. Cennet.. Cennet ıcımızde, Cehennem de. Cennet, Merhametin Cocukları'nın kalbıdır. #hayvanseverler #dogs #cat #vegan #animals #sokakcocukları #unicef #peta #chp #akp #mhp #bdp #humans #merhamet #sevgi #world

Gökçer, her gün yaklaşık 300 köpeği gönüllerin de gönderdiği mamalarla besliyor, sularını koyuyor, karınlarını doyuruyor.

Annesi ile birlikte oturduğu Kırklareli’deki evlerini ise küçük bir hayvan barınağına çevirdi.

Her gün mobiletiyle evinden 15 km uzağa giden Gökçer çöplükte yaşayan sokak hayvanlarını besliyor.

Tedavi olması gereken sokak hayvanlarına da yardım elini uzatıyor.

Onun hayat felsefesi ise şöyle; “Yaşam hakkı, evrende var olan tüm canlılar için kutsaldır.

Gökçer kalbini en derin yerine kadar tüm hayvanlara açmış durumda.

Gökçer sadece yetişkin insanlara değil, Instagram’dan paylaştığı videolarla çocuklara da hayvan sevgisini aşılıyor.

İyi kalpli çocuklar olmamızı o kadar da umursamıyorlar” diyerek şu anki eğitim sistemini de eleştiriyor.

“İyi insan olmak, merhametli olmak, paylaşmak, muhtaç her canlıya yardım etmek, yaşamlara saygı göstermek gibi bizi iyi kalpli bir insan yapacak ilgili konular derslerde işlenmiyor. Okullar ezber bilgilerle ile doldurulmuş, bir nevi meslek sahibi robotlar olmamızı istiyor sanki. İyi kalpli insanlar, iyi kalpli çocuklar olmamızı o kadar da umursamıyorlardı. Bu işte yanlış vardı ve halen de çok temel, çok önemli, en önemli bir yanlış var”

Gökçer’e göre hayvan sevgisi dünyadaki diğer tüm sevgilerin üstüne inşa edeceğiniz en temel, en doğru başlangıç...

Kahverengi kız , güzel kız , kadife kız. Onu bol bol optum , sarmaştım. Tüm savaşlar (ne yazık ki savaş ! )onlar ile kazanıldı , tüm medeniyetler onlarin sırtından kuruldu , eve aş onlar sayesinde getirildi , yeni yaşamlara umutara onlarin sırtında gidildi , Onlar aslında insan yaşamının asıl kahramanı , tüm tarih boyunca , tüm çileler ile . Onlar tam anlamıyla kutsal , diğer tüm hayvanlar gibi.

Bize Türkiye’de güzel şeylerin de olabileceğine inandıran kocaman kalpli Gökçer Korkmaz’a en kocamanından teşekkürler!

Vahşi Yaşamın İçinde Doğup Büyüyen Bir Çocuktan 16 Masalsı Fotoğraf

Vahşi Yaşamın İçinde Doğup Büyüyen Bir Çocuktan 16 Masalsı Fotoğraf

Afrika’da Vahşi Yaşamın İçinde Doğup Büyüyen Bir Çocuktan 16 Masalsı Fotoğraf

Tippi Degre, 1990 yılında, vahşi yaşam fotoğrafçısı Fransız bir çiftin çocuğu olarak dünyaya geldi. Namibya‘da doğan Tippi, 10 yaşına kadar burada, Afrika‘da yaşadı. “Kardeşim” dediği fillere binerek; vahşi çiatalarla takılarak; yılanları, kurbağaları, mirketleri kucaklayarak büyüdü. Etrafta hiç çocuk görmüyor, akranlarıyla oynayamıyor ama hayvanlarla sıkı dostluklar kuruyordu. 10 yaşında Paris’e gelerek okula başlayan Degre, şehir hayatının ciddi psikolojik yan etkilerini yaşadı.

Anne ve babası, Sylvie Robert ve Alain Degre, yıllar sonra Tippi’nin Afrika’da çekilmiş fotoğraflarından oluşan bir kitap hazırladı. Tippi 23 yaşındayken piyasaya sürülen “Tippi of Africa” kitabında, yaban hayatıyla uyum içinde büyüyen bir çocuğun masalsı fotoğrafları yer alıyor. Bunu yaşadığı için Tippi’nin çok şanslı olduğunu söyleyen annesi Sylvie Robert “Bu doğada, bu çocukla beraber özgür olabilmek büyüleyiciydi.” diyor.

Vahşi Yaşamın İçinde Doğup Büyüyen Bir Çocuktan 16 Masalsı Fotoğraf

Vahşi Yaşamın İçinde Doğup Büyüyen Bir Çocuktan 16 Masalsı Fotoğraf

Vahşi Yaşamın İçinde Doğup Büyüyen Bir Çocuktan 16 Masalsı Fotoğraf

Vahşi Yaşamın İçinde Doğup Büyüyen Bir Çocuktan 16 Masalsı Fotoğraf

Vahşi Yaşamın İçinde Doğup Büyüyen Bir Çocuktan 16 Masalsı Fotoğraf

Vahşi Yaşamın İçinde Doğup Büyüyen Bir Çocuktan 16 Masalsı Fotoğraf

Vahşi Yaşamın İçinde Doğup Büyüyen Bir Çocuktan 16 Masalsı Fotoğraf

Vahşi Yaşamın İçinde Doğup Büyüyen Bir Çocuktan 16 Masalsı Fotoğraf

Vahşi Yaşamın İçinde Doğup Büyüyen Bir Çocuktan 16 Masalsı Fotoğraf

Vahşi Yaşamın İçinde Doğup Büyüyen Bir Çocuktan 16 Masalsı Fotoğraf

Vahşi Yaşamın İçinde Doğup Büyüyen Bir Çocuktan 16 Masalsı Fotoğraf

Vahşi Yaşamın İçinde Doğup Büyüyen Bir Çocuktan 16 Masalsı Fotoğraf

Vahşi Yaşamın İçinde Doğup Büyüyen Bir Çocuktan 16 Masalsı Fotoğraf

Vahşi Yaşamın İçinde Doğup Büyüyen Bir Çocuktan 16 Masalsı Fotoğraf

Vahşi Yaşamın İçinde Doğup Büyüyen Bir Çocuktan 16 Masalsı Fotoğraf

Cevaplıyoruz: Kediniz Ona Sarılmanızdan Hoşlanıyor mu?

Cevaplıyoruz: Kediniz Ona Sarılmanızdan Hoşlanıyor mu?

Cevaplıyoruz: Kediniz Ona Sarılmanızdan Hoşlanıyor mu?

Elbette! Pek çok kedinin dokunmaya ve sarılmaya karşı büyük bir sempatisi vardır. Hatta kimileri gelip dizlerinizin üzerinde uyurken, ensesi ile de sürtünmeyi ve yakınlık kurmayı sever. Ve elbette, sarılmaya bayılırlar. Özellikle insanlara yakınlıkları ile bilinen Burmese, Ragdoll ve LaPerm kedileri sarılmaya olan yatkınlıkları ile tanınırlar.

Kedinizin size sarılmak istediğini nasıl anlarsınız?

Öncelikle eğer kediniz size sarılmak istiyorsa, sizin ona doğru hareket ettiğinizi görünce farklı bir yöne koşmaya başlamayacaktır! Eğer kediniz yorgunsa, size pek pas vermiyorsa, hareketlerinde yavaşlıklar göze çarpıyorsa veya buna benzer durumlar varsa kediniz o anda yalnız kalmak istiyordur.

Öte yandan, eğer kediniz size kolayca kendini bırakmışsa ve yüksek sesle miyavlıyorsa, muhtemelen sarılmanızdan hoşlanmış ve bu ilgi onu mest etmiştir.

Kedinize sarılmanın en iyi yolu nedir?

İlk olarak, kesinlikle ona sinsice yaklaşıp sürpriz yapmaya kalkışmayın. Eğer kedinizin uykusunu bölmüşseniz, yemek yerken araya girmişseniz veya şekerleme yaparken onu rahatsız etmişseniz, kedinizin o anda size sarılmasını bekleyemezsiniz. Bu nedenle ilk hareketler kesinlikle doğal ve yumuşak olmalıdır. Kediniz, sizin ona yaklaştığınızı ve sarılmaya geldiğinizi hareketlerinizden hissetmelidir. Ancak bu şekilde sağlıklı bir temas kurmanız mümkün.

Diğer yandan, kedinize karşı mutlaka daima kibar olmanız gerekir. Bazı kediler ne kadar sert görünse de tüm kedilerin nazik ve kibar hareketlere ihtiyacı vardır. Onu kesinlikle sert bir şekilde kavramamalı, canını acıtacak şekilde sıkmamalı ve tüm kaba hareketlerden uzak durmalısınız. Hatta kedinizin size doğrudan ulaşmasını, yani kendiliğinden gelmesini sağlarsanız çok daha olumlu bir havayı elde etmiş olursunuz.

Bazı kediler, sahipleri ile aralarındaki ilişkiyi kendileri yönetmek ister. Bunu kavrayabilmek için siz de kedinizi inceleyebilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kedinizin yanına oturmak ya da yatmak ve ardından da beklemek… Eğer onun canı isterse, zaten size dokunmaya ve sırnaşmaya başlayacaktır. Bu yöntem, doğrudan kucağa alınmak istemeyen kediler için sürekli uygulanan bir durumdur.
Sarılma duygusunun elbette ki psikolojik bir yönü de var. Eğer kedinize sarıldığınız anlarda, yumuşak bir ses tonu ile de konuşursanız, kediniz sarılmanın ne kadar güzel ve hoş bir olay olduğunu anlayacaktır.

Ve son olarak, kedinizin ne zaman gitmesine izin vermeniz gerektiğini bilmeniz önemli. Kısa sarılmalar ve dokunuşlar çoğu zaman daha naiftir. Kediniz kendini çekmeye başladığı anda ya da ses tonunu değiştirerek miyavladığında, anlayın ki sarılma vakti bitmiştir. Bu noktada daha rahat bir zamanda şansınızı yeniden denemeniz en ideal olanıdır.

Görme Engelli Kedi Sahibi Olanlar İçin 7 Miyavsal Öneri

Görme Engelli Kedi Sahibi Olanlar İçin 7 Miyavsal Öneri

Görme Engelli Kedi Sahibi Olanlar İçin 7 Miyavsal Öneri - Görme engelli kediler, durumlarından dolayı çevreye adapte olmakta zorlanırlar. Çok fazla yük oluyormuş gibi ya da değişiklermiş gibi algılanabilirler. Bu gibi kediler yuva bulmakta zorlanırlar. Görme engelli ya da başka fiziksel engeli bulunan kediler, sığınaklarda ya da yollarda ölüme terkedilirler. Dünyada bir hareket başladı. Görme engelli kedileri kurtarma ve onlara ev bulma organizasyonu muhteşem işler yapıyor. Yaptıkları işler sonucunda bu kediciklerin, muhteşem ve altın kalpli varlıklar olduklarını yeniden görmemizi sağlıyorlar. Görme engelli kedilerin bakımı konusunda bazı özel durumların olduğu bir gerçek. Bu yazımızda görme engelli kedi sahibi olmak isteyenler için ve kedileri görme durumunu kaybedenler için 7 önerimiz olacak.

1- Görme engelli kedilerin başka duyularını, eve adapte olmaları için kullanın

Görme engeli olan kediler, başka duyularını kaybetmiş değillerdir. Dünyayı işitme, koklama, dokunma ve tad alma olarak algılamaya devam ederler. Kedinizin başka duyularını daha aktif kullanmasını sağlayarak, ev içinde kendine ait bir dünya kurmasına yardımcı olabilirsiniz.

2- Eşyalarınızın yerini değiştirebilirsiniz

Şöyle bir deyiş vardır; eğer görme engelli bir kediyle yaşıyorsanız, evinizdeki eşyaların yerini ikinci kez değiştirmek zorunda kalmazsınız. Bu doğru değildir. Görme engelli kedileri kurtarma organizasyonuna göre; kediler yeri değiştirilen eşyaları hissedebilirler ve buna adapte olabilirler. Başka kedilerden farklı olarak, alışmaları için daha fazla zaman isteyebilirler. Tuvalet kutuları, yemek ve su kapları gibi eşyaları sabit yerlerinde tutmanız yeterlidir.

3- Kedinizi başka bir yere götürdüğünüzde, oraya uyum sağlayabilir

Görme engelli kediler koku alma ve dokunma ile, yeni ortamlarına adapte olabilirler. Kedinizi başka bir odaya hareket ettirdiğinizde, tuvalet kutusu ve yemek kaplarını da o odaya götürün. Odadaki diğer materyalleri, koklayarak ve dokunarak ortama adapte olabilirler.

4- Ses çıkaran oyuncaklar kullanın

Görme engelli kediler de, en az diğer kediler kadar oynamak ve avlanmaktan hoşlanırlar. Onların koku algılarına ve duyma algılarına göre bir çok oyuncak mevcuttur. İnteraktif oyuncaklar onun algılarını tetikler. Onların avlanmaları ve oyun oynamaları, kulakları sayesinde olacaktır.

5- Kedinizin sizin geldiğinizi bilmesini sağlayın

Görme engelli kediler, diğer kedilere göre daha fazla korkarlar. Kedinizin sizin geldiğinizi algılamasını sağlayın. Ani hareketler ve kendinizi tanıtmadan onu hareket ettirmeyin. Küçük bir dokunuş ya da ona seslenmeniz, onu rahatlatacaktır.

6- Kediniz görme duyusunu kaybediyorsa, ona karşı sabırlı olun

Kediler zayıflığa onu saklayarak tepki verirler. Bu durumlarda daha sabırsız ve agresif olurlar. Bazı kediler ise daha yakın ve bağımlı olurlar. Kediniz görme yetisini kaybediyorsa, ona karşı sabırlı ve şefkatli olun. Onun yerinde olsanız nasıl hissedebileceğinizi düşünün. Kedinizle konuşun. Onun yanında olduğunuzu ona hissettirin.

7- Kedinizin dışarı çıkmasına izin vermeyin

Görme engelli kediler ev içindeki dünyalarını mükemmel algılarlar. Onu bir anda dış dünyanın karmaşasında bırakmanın ve kontrolsüz hareket etmenin, olumlu bir getirisi olmaz. Bulunduğunuz çevrede çitle ya da parmaklıklarla çevrili bir bahçe varsa, orada rahatça gezmesine izin verebilirsiniz. Eğer kediniz azimliyse; hayat kalitesini kendi çabaları ile yavaş yavaş daha yukarıya çıkarabilir.

Evcil kedi (Felis catus ya da Felis silvestris catus)

Patiliyo

Evcil kedi (Felis catus ya da Felis silvestris catus), küçük, genelde tüylü, evcilleştirilmiş, etobur memeli. Genelde ev hayvanı olarak beslenenlere ev kedisi, ya da diğer kedigillerden ve küçük kedilerden ayırmak gerekmiyorsa kısaca kedi denir. İnsanlar kedilerin arkadaşlığına ve haşarat ve ev zararlılarını avlayabilme yeteneğine önem vermektedir.

Kediler anatomik olarak güçlü, esnek bedenleriyle, hızlı refleksleriyle, keskin, geri çekilebilen pençeleriyle ve küçük avları öldürmeye uyarlanmış dişleriyle diğer kedigillere benzerler. Kediler insan kulakları için çok zayıf ya da çok yüksek frekanstaki sesleri duyabilirler. Karanlığa yakın ortamlarda görebilirler. Çoğu memeli gibi, kediler insanlara göre daha zayıf renkli görüşe ve daha güçlü koku alma duyusuna sahiptir.

70'den fazla kedi ırkı olduğu tahmin edilmekle birlikte çeşitli uluslararası organizasyonlar tarafıdan tanınan ırkların sayısı tescil eden kurumun standartlarına göre farklılık gösterebilmektedir. Bu sayı, (IPCBA) International Progressive Cat Breeders Alliance tarafından 73,  ABD merkezli en büyük ikinci organizasyon olan TICA (The International Cat Association) tarafından 58,  CFA (The Cat Fanciers' Association) tarafından 44, Lüksemburg merkezli Federation International Feline (FIFE) tarafından 43 olarak açıklanmıştır.

Kediler, tek başlarına avlanmalarına rağmen sosyal bir türdür. Kedilerde iletişim, kedi feromonu ve kedilere özgü vücut dilinin yanı sıra seslenme çeşitliliğini (miyavlama, mırıltı, sesini titretme, tıslama, hırıltı ve gırtlaksı ses) de içinde barındırır.

Kediler yüksek bir üreme oranına sahiptir. Kontrollü üreme halinde, çoğalabilirler ve tescilli cins hayvanlar olarak gösterilebilirler. Ev kedilerinin üreme kontrolündeki kısırlaştırma ile oluşan başarısızlık ve eski evcil hayvanları terk etme dünya çapında, hayvan nüfus kontrolünü gerektirecek kadar fazla sayıda sokak kedisiyle sonuçlandı. Bu nüfus sadece Birleşik Devletler'de 60 milyona kadar çıkmıştır.

Kediler Antik Mısır'da tapılan hayvanlar olduğundan beri, genellikle orada evcilleştirildiklerine inanılır, ama Neolitik dönem kadar eskiye dayanan evcilleştirme örneklerinin de olma olasılığı vardır.

2007'deki genetik bir çalışma, evcil kedilerin milattan önce 8000'de, Orta Doğu'da Afrika yaban kedisi (Felis silvestris lybica) soyundan türediğini ortaya çıkardı. Scientific American'a göre, kediler Dünya'daki en popüler evcil hayvandır ve günümüzde insanların yaşadığı hemen hemen her yerde bulunmaktadırlar.

Osmanlı Mimarisine Örnek Evler

Osmanlı Mimarisine Örnek Evler

Osmanlı Mimarisine Örnek Evler

Batı Anadolu kentlerinin tipik özelliklerini taşıyan Osmaneli ilçesi, sivil mimarisi ile dikkat çeker. Son zamanlarda koruma altına alınan ve restorasyon çalışmalarıyla yeniden yapılandırılan Osmaneli evleri görülmeye değer yapılar arasındadır. Zamana karşı direnen bu güzel evlerin şekillenmesinde ipekböcekçiliği etkili olmuştur. Cumhuriyet öncesinde ipekböcekçiliği üretimi yaygın olduğundan, bölgedeki evlerin planları da ipekböceği üretiminden önemli ölçüde etkilemiştir. Genellikle iki veya üç katlı, kerpiç ya da tuğla dolgulu, sıvalı, ahşap ve nefes alan yapılardır. Evlerin, ipekböceği bakmak için taze dut yaprağının konulduğu zemin katları, penceresiz ve bölmesizdir. Üst katları ise koza üretilen aydınlık ve geniş alanlardır. Evlerin en ufağı iki oda bir salondan oluşur. Aile genelde evin orta katında bulunan büyük salonda toplanır. Sabahtan akşama kadar tüm hayat bu mekanlarda geçer.

Odalar, dikdörtgen pencerelerden gelen gün ışığı ile aydınlanır. Çoğu yapıda, pencere önlerinde kafeslere yer verilmiştir. Pencerelerin çevresinde duvara dayalı sedirler bulunur. Oda kapılarının yan duvarlarında, örtü ve yastıkların istiflenmesi maksadıyla, yüklük tabir edilen dolaplar vardır. Genelde dolaplardan biri gusülhanedir. Odaların tavanları genelde ahşap işlemelerle bezelidir.

Evlerin girişlerinde veya arka bahçelerinde ağıl, kümes, aşhane, tandır ve helalara yer verilmiştir. Bahçenin bir köşesine gölgelik yapılmış, böylece oturulacak serin mekanlar oluşturulmuştur. Günümüz mimarisinden çok farklı olan bu yapıların içinde dolaşmak dahi insanın içini ısıtmaya yetmektedir.

Germiyan Sokağı

Germiyan Sokağı

19 yy. sivil mimarlık örneklerinden olan ve konut mimarisi bakımından Anadolu’nun ahşap mimari özelliklerini taşıyan Kütahya evleri, aslına uygun olarak hala yaşamaktadır.

Kendine özgü iki ve üç katlı mimarileri, ahşap payandalı çıkmaları,pencere düzeni vegeniş saçakları ile eski konak kültürünün en güzel örneklerini bugüne taşımaktadır.

Giriş katları mutfak, kiler, depo ve tarım araçları için taşlık olarak düzenlenmiş, oturma, yatma, yeme, içme ve yıkanma odaları üst katlara yapılmıştır. Giriş kapılarıatların geçmesine imkan verecek ölçüde büyük tutulmuştur.Pencereler az sayıda ve küçük ebatlıdır. Kütahya evlerinde çıkma, mimari üslubun en önemli öğesidir. Sokaklar çok dar olsa bile saçaklar birbirine değercesine çıkmalar yapılmıştır. Karakteristik Kütahya evi genellikle büyüktür. Dış renklerde yüzey beyaz, kirli sarı, çivit mavisi veya aşı boyası renginde boyanmış, geren(toprak) sıvalıdır. Germiyan ve Ahierbasan Sokaklarında sokak boyunca sıralanan bu evleri görmek mümkündür.